Gökada Nedir
GÖKADA evrendeki yıldız topluluklarından her biri. En yakın örneği, içinde dünyamızın ve güneşin de bulunduğu Samanyolu gökadasıdır. Eskiden bütün evrenin Samanyolu’ndan oluştuğu sanılıyor ve bütün
yıldızların bunun içinde bulunduğuna inanılıyordu. Samanyolu dışındaki gökadaların incelenmesi 1924 yılında Amerikalı astronom Hubble sayesinde başladı. İlk büyük optik teleskopların kullanılmasıyla, o zamana kadar Samanyolu içinde bir gaz bulutu sanılan Andromeda gökadasında birçok yıldızın bulunduğu anlaşıldı. Yapılan hesaplar, bu gökadanın Samanyolu dışında ve ondan 2 milyon ışık yılı uzakta bulunduğunu gösterdi. Bugünkü teknik araçlarla 5 milyar ışık yılı (5. 10° yıl) uzaktaki gökadaları belirlemek olanağı vardır. Yapılan incelemeler, evrende her boyda ve her büyüklükte 100 milyon kadar gökada bulunduğunu göstermektedir. Bunların her biri ayrı ayrı değil, ikisi, üçü birçoğu (onlarcası, binlercesi) birarada gruplar halindedir. Gökadaların dış görünüşüne bakılarak (göbek bölümünün büyüklüğü, spiral kolların görünüşü) bunları sınıfladırma olanağı vardır. Elipsimsi gökadalar az çok yassı yumurta biçiminde görünür ve bunlarda spiral kollar yoktur; mercimeğimsi gökadalar elipsimsi gökadalarla spiral gökadalar arası bir biçim gösterir; bunarda da spiral kol yoktur, ama göbekleri ilk spirallerinki kadar yassıdır.
İlk spiral gökadaların küçük, göbek bölümü büyüktür. “Gelişmiş” tipteki spiral gökadalarında göbeği küçük, kolları büyüktür. Bu dış görünüş farklılığı onların evrimi hakkında herhangi bir aşamayı anlat- mamaktadır. Gerçekten de, yapılan incelemeler, onların hepsinin görünüşleri ne olursa olsun, hemen hemen aynı yaşta olduğunu (10-12 milyar yıl) göstermektedir. Gökadaların yapısındaki gazlar konusunda radyoastronomi yoluyla önemli bilgiler elde edilmiştir. Evrenin temel maddesi olan hidrojen, 21 cm. uzunluğunda bir dalga yayar. Bu ışınının incelenmesiyle gözlenen gökadanın uzaklaşma hızı, dönme bizi ve hidrojen kütlesi hakkında değerli bilgiler edinilmektedir. Şimdiye kadar 200 klasik gökada üzerinde yapılan gözlemler, elipsimsiden spirallere ve onlardan düzensiz gökadalara doğru, hidrojen miktarının toplam kütleye oranla arttığını göstermektedir. Ama bir gökadayı belirtmek için tipi yeterli eğildir, aynı tipte oldukları halde, özellikleri ve renkleri ayrı olan gökadalar çoktur. Gökadaların hepsi de yukarıda sayılan tiplere girmez, özgül görünüşte gökada da pek çoktur. Örneğin çekirdek bölümünün özel ışınları bakımından Seyfert gökadaları, Markarian, Haro ve Zwicky gökadaları hidrojence zengin klasik gökadalardan daha yoğundurlar. Çeşitli göstergelere bakılarak, bu gökadaların klasik gökadalarla kuazarlar arasında geçit sistemleri olduğu söylenebilir. Dünyanın da içinde bulunduğu güneş sistemi, Samanyolu denilen gökadanın bir köşesindeki bir nokta gibidir. Hava bulutsuz olduğu zaman görülen yıldızlar, Samanyolu’nun içinde görülen bir kesittir. 20. yüzyılın başında keşfedilen öbür gökadalarla yapılan karşılaştırma ve radyoastronomi yoluyla yapılan ölçümleme sonucunda Samanyolu’nun biçimi, içeriği ve yapısı belirlenebilmiştir. Dıştan bakılınca, Samanyolu gökadası ortası şişkin bir disk biçimindedir; diskin çapı 100.000 ışık yılı, kalınlığı dünyanın bulunduğu kenar kesiminde 12.000, ortada ise yaklaşık 30.000 ışık yılı kadardır. Bu disk
150.0 ışık yılı çapındaki bir yığının içindedir. Samanyolu gökadasında her boyda, her sıcaklıkta ve yıldız oluşumunun her evresinde bulunan yıldızlar var. Güneş gibi en genç yıldızlar diskin kenarlarına doğru, en yaşlılar ise ortasında bulunmaktadır. Yıldızlar arasnıda en başta hidrojenden oluşan nötr ya da iyonlaşmış gazlar vardır. Fakat bir süredir radyoastronomi ile yapılan incelemeler yıldızlararası ortamdaki moleküllerin daha çok olduğunu göstermektedir.
Selamlar web siteniz süper ötesi mükemmel, şukuladım