Bu dönem geçince çocuk yeni bir aşamaya girer; artık yuvaya gitme yaşı gelmiştir. Bu dönemde çocuğun psikolojik yaşamı bakımından iki önemli olay vardır: Toplumsallaşarak duygusal anne-çocuk çemberinin dışına çıkar ve evde üçlü bir duygusal bağın, anne baba çocuk üçgeninin bir parçası olur.
Toplumsallaşmayı gerçekleştiren etken, yaşla birlikte çocuğun yuvaya gitmesi ya da yuvaya gitmiyorsa sokakta yaşıtlarıyla oynayabilmesidir. Zaten annesiyle arasındaki sıkı duygusal bağı yavaş yavaş çözen de bu-dur. Bu dönem aynı zamanda çocuğun anneyi babadan kıskanması dönemidir. Bir yandan da erkek çocuk kendini babayla, kız çocuk anneyle bir tutmaya, aynı görmeye başlar.
Bu tutumla ilgili olarak ödipus kompleksi üzerinde durulması gereken bir konudur. Üç-altı yaşlar arasında oyun çocuğun kendisinin büyükler dünyasına ait olmadığını anlayarak bu boşluğu düşsel yolla kapatma isteğinin bir sonucudur. Çocuk tek başına bir varlık olduğunun farkına varır. Bunun mantıkî sonucu olarak büyüklerin dış dünyaya ait olduklarını, «ötekiler, başkaları» olduklarını düşünür.
Bir yandan da bu durumdan, bu ayrılıktan acı duyar, sıkıntı çeker. İster ki, kendisi de o büyükler dünyasından olsun. Bu isteğini gerçekleştirecek tek şey düştür, hayal gücüdür. Hayal gücü uygulamasını oyunda bulur. «Evcilik» oyunları bu döneme rastlar. Bu oyunda çocukların belirli rolleri vardır. Kimi baba, kimi anne, kimi de oğlan ya da kız çocuk olur.
Kadroyu genişletip mahallenin bakkalı olan, komşu olanlar da vardır. «Misafirlik», «doktorluk», «öğretmenlik», «polislik» oyunları da psikolojik bakımdan aynı anlamı taşırlar. Bu son oyunların başka bir anlamı daha vardır. Çocuklar ürkütücü, sıkıntılı durumları, bu oyunlarla dışarıya yansıtmış olurlar. Büyükler yani doktor, polis, azarlayan öğretmen çoğu zaman bir saldırgan olarak görülür. Çocuk kendini oyunda bu saldırganın yerine koymakla saldırı önünde duyduğu korkuyu yok etmiş olmaktadır.
Bu oyunları iki veya dahcı fazla sayıda çocuk oynar ama, bunlar henüz gerçek topluluklar, bir bütün meydana getiren topluluklar değildir.
Gerçekten de bu çocuklar bir arada oynamakla birlikte aslında her birinin ayrı dünyası vardır. Bu yaşta çocuk yaşıtları ya da daha büyük çocuklarla birlikte olmayı ister. Ancak bu, ruhsal bakımdan gereğini duyduğu oyunları gerçekleştirebilmek için duyulan bir «maddî» istektir. Topluluk, çocukların her biri için, bir çerçeve, bir arka dekor, bir yabancı «nes-ne»dir. Çocukların her biri kendi mantığının peşinden gider. Kendi isteklerini gerçekleştirir, kendi yorumlarını yaparken bunların öteki çocuklarınkine uyup uymadığına zerre kadar aldırış etmez.
Bu nedenledir ki, «evcilik» oyununda iki üç oğlanın baba olduğu, bu acayip duruma rağmen yine de oyunun yürüdüğü görülür. Baş oyuncuların her biri kendini baba rolünde sayarak oynar; bu durum ötekilerin oyununu hiç etkilemez. Rollerin belirli bir biçimde, mantıkî olarak dağıtıldığı oyunlar ancak birkaç yıl sonra gerçekleşecektir.
Çocuk karakterleri çok değişiktir. Çeşitli karakterlerinin en çok belli olduğu yaş bu yaştır. Çocuk oyuncağa sahip olma olgusuyla kişiliğini ortaya koyar, örneğin bazı çocuklar hep başkasının oyuncağını almak isterler; onlar için oyuncak duygusal bakımdan kendisine gerekli olan bir şeyin simgesidir; iç güvensizliğine çare bulacak bir şeydir. Bazı çocuklar da son derece vericidirler. Hiç bir şeyi kendilerine saklamazlar; neleri varsa hediye ederler.
Bu davranışın altında kendini kabul ettirme isteği, olduğu gibi beğenilmeme korkusu gizlidir. Böyle bir davranış ancak bir şey verirse beğenileceği,istenileceği, sevileceği yolundaki inanışın sonucudur. Bir çeşit çocuk da vardır ki, annesiyle hangi dükkâna girse birşey ister. Hiç bir zaman tatmin olmaz. Bunlar da annesinin sevgisinden pek emin olmayan, bu sevgiye her an bir kanıt arayan çocuklardır.
İşte yalnız bu kadarcık bir özet bile oyuncakla çocuk arasındaki bağların önemini anlatmaya yeter. Oyuncağın çocuğun duygusal gereklerini bazı davranışlarının nedenlerini anlamadaki rolü küçümsenmemelidir.
Bu konuda verilecek pratik öğütler vardır. Üç altı yaşlar arasındaki çocuklara uygun oyuncaklar topaç, tahta inşaat parçaları, çember, giyimli bebekler, mini mini ev eşyası, mutbak eşyası (kız çocuk için), yürüyen hayvanlar, bilyalar, bahçe tırmığı, basit dikiş ve işleme malzemesi, sabun köpüğü yapıp üfleme takımı, kalei-doskop (üzerinde resimler bulunan ve döndürülünce resimler hareket ediyor gibi görülen çember), ksilofon (vuruşlu çalgı), davul, parçaları birleştirilip ayrılabilen mozaikler, bir yere yapıştın tabilen otomobil direksiyonu, kuklalar, tahta tren, teleferik, bir tel üzerine dizilmiş ve hesap yapmaya yarayan boncuklar, heykelcikler yapılacak kil çubuklar, minimini hayvanat bahçesi, birleştirilecek harfler, flüt, okarirıa (basit bir nefesli saz), trompet (boru), basit birleştirme parçaları, renkli mukavvadan resim parçaları, lastik top, küçük otomobiller (gerçek arabaların örnekleri olmalı ve pek ufacık olmamalıdır), plastik silâhlardır.
Slm web siten vallaha güzel, tebrikler
Selam herkese paylaşımın inanılmaz iyi, şukuladım
Mrb sayfanız inanki çok hoşuma gitti, paylaşımların devamını bekliyorum
Selam herkese bu web sitesi vallaha billaha güzel, face de paylaştım
selamun aleyküm sayfa gerçekten hoşuma gitti, face de paylaştım