Antibiyotik Nedir – Antibiyotik Ne İşe Yarar
Hastalık yapan ya da yapmayan mikroorganizmaları, çoğalmalarını durdurarak (bakteri durdurucu antibiyotikler) ya da öldürerek (bakteri öldürücü antibiyotikler) etkileyen doğal ya da yapay maddeler. Fleming’in 1929 yılında bir Pénicillium notatum kültüründen penisilini bulmasından ve ikinci Dünya savaşı öncesinde ilk antibiyotiklerin hazırlanmasından bu yana, 2 500 doğal antibiyotik saptanmış, birçoğu da kimyasal bireşim yoluyla üretilmiştir (bu antibiyotiklerin bazıları kullanılmış, bazıları da zehirleyici olmaları ya da mikropların kendilerine karşı direnç geliştirmeleri dolayısıyle etkisizleşmeleri nedeniyle, kullanımdan kaldırılmışlardır).
ANTİBİYOİK ÇEŞİTLERİ – ANTİBİYOTİKLERİN SINIFLANDIRILMASI
Antibiyotikler grubu içinde, sülfamit türünden maddeler ile bakterilere karşı antibiyotikler gibi etki gösteren çeşitli bireşimsel ürünler yer alır. Günümüzde, bakterilere karşı 60 kadar antibiyotik kullanılmaktadır: 8 penisilin; 4 sefalosporin; 6 oligosakarit; 13 tetrasiklin; vb. Ortak özellikler taşıyan antibiyotikler 7 grupta sınıflandırılabilir:
1) Penisilinleri ve sefalosprorinleri içeren betalaktamlar;
2) streptomisin, kanamisin ve gentamisini içeren oligosakaritler;
3) kloramfenikol;
4) poümiksinler;
5) tekrasiklinler;
6) makrohtler (eritromisin grubu);
7) sinerjistinler (pristinamisin grubu).
Ayrıca, sekizinci bir grupta da, ilk 7 grupta yer almayan çeşitli maddeler toplanır.
Antibiyotikler, bakteri etkileme güçlerine göre sınıflandırıldıklarında da, üç gruba ayrılırlar: 1) Etki alanı geniş antibiyotikler: Gram ( + ) ve Gram (—) mikropları etkilerler; 2) etki alam sınırlı antibiyotikler: Gram ( + ) mikropları ve Gram (—) mikropların birkaçını etkilerler; 3) etki alam dar antibiyotikler: Gram (+) mikropların birkaçını ve Gram (—) mikroplarını etkilerler. Antibiyotikler, mikrop kırıcdar gibi etki yapmaz, mikrop hücresi içine girer ve mikrobun çoğalmasını önleyerek ya da mikrobu öldürerek, metabolizmasını etkilerler. Bazı antibiyotikler (sözgelimi betalaktamlar), bakteri çeperini etkileyerek, bireşiminin oluşmasını engellerler; bazılarıysa (sözgelimi kolimisin), bakteri zarının geçirgenliğini bozarlar. Kloramfenikol, tetrasiklin gibi birçok antibiyotik de, hücrenin ribozomu düzeyinde etki gösterirler. Bununla birlikte, antibiyotiklerin bazen çeşitli mikroplar karşısında etkisiz kaldıkları görülür. Mikrobun antibiyotiğe direnci doğal olabileceği gibi, bu direnci sonradan da edinebilir. Koch basillerinde, Gram (—) basillerde, özellikle de bazı penisilinleri etkisizleştiren penisilinaz enzimi salgılayan stafilokoklarda, söz konusu dirence raslanabilir.
Bir antibiyotiğin etkisi, apansızın yüksek bir düzeye ulaşan ve tedavi süresinde değişmemesi gereken kandaki yoğunluk derecesine bağlıdır. Antibiyotikler, verilme yollarına, organizmadaki evrimlerine ve organizmadan atılma hızlarına göre değişiklik gösterirler. Dolayısıyle, antibiyotiğin seçimi yalnızca mikroba değil, hızla üstüne gidilmesi gereken kan, beyin-omurilik sıvısı, böbrekler-sindirim sistemi, safra, sidik yolları, vb. gibi hastalık odağına bağlıdır. Bazı antibiyotikler beyin zarını aşamaz, ağızdan verilen bazı antibiyotikler de barsak engelini geçemezler.
Hastanın yaşamını tehdit eden ciddi hastalıklar dışında, kesin teşhis konmadan antibiyotik verilmemelidir. Ciddi durumlarda da tedaviye başlamadan önce, laboratuvarda teşhis konmasını sağlayacak bakteri örnekleri alınmış olması gerekir ve sonuçlar beklenirken, etki alanı geniş bir antibiyotik verilir.
ANTİBİYOTİK ÇİZELGESİ
Tedavi edilecek hastalığa en etkili antibiyotiği saptayabilmek için antibiyotik çizelgesi (antibiyogram) yapmak gerekir. Bu incelemenin amacı, belirli bir antibiyotiğin, hastadan alınmış ve laboratuvarda “ekilmiş” bir mikrop üstündeki etkisini ölçmektir. Antibiyotik çizelgesi aynı zamanda, bir antibiyotik karışımının mikrop üstündeki etkisinin araştırılmasını ve bu karışımın yararlı, yararsız ya da zararlı olduğunun belirlenmesini sağlar. Bakterilerin çoğu
belirli bir antibiyotikten etkilenmekle birlikte, değişikliğe uğramış ve direnç kazanmış mikropların gelişimesini engellemek için, bazen iki antibiyotiği birlikte kullanmak yararlı olabilir (sözgelimi, ciddi, genelleşmiş iltihaplarda; bağışıklık yönünden yetersiz kişilerde; sidik yollan iltihaplanmalarında; veremde). Ama verem dışında, hiçbir zaman, ağızdan iki antibiyotikten çok antibiyotik verilmez. İki antibiyotik birlikte kullanıldığında, ortak etki, tek tek etküerin toplamından çok (sinerjik etki), tek tek etküerin aritmetik toplamına eşit (aditif etki) ya da en güçlü antibiyotiğin etkisinden düşük (antagonist etki) olabilir. Sözgelimi, betalaktam ve oligosakaritler ya da oligosakaritler ve polimiksinler, birlikte kullanılabilirler. Buna karşılık, betalaktam ve kloram- fenikolun birlikte kullanılması sonucunda, toplam etki, en güçlü antibiyotiğin etkisinden düşük olur. Sülfamitler, antagonist etki tehlikesi olmaksızın, her antibiyotikle birlikte kullanılabilirler. Aynı biçimde, antibiyotik tedavisine, kortizon türevleri, aşılar, serumlar, ağrı kesiciler ve iltihaplara karşı ilaçlar eklenebilir.
Çok etkili üaçlar olan antibiyotiklerin, çeşitü tehlikeler yaratabilecekleri için, denetimli biçimde kullanılmaları gerekir. Gerçekten, antibiyotiklerin denetimsiz kullanılmaları sonucunda ortaya çıkabilecek anafilaksi şoku ölüme yol açabilir. Anafilaksi şokuna çoğunlukla penisilin neden olur ama, kloramfenikol ilestreptomisin de bu şoku yaratabilir. Antibiyotikler aynca, deri ve mantar hastalıklarına, egzamalara yol açabiürler. Kloramfenikol, sülfamit, kemik iliğine zehirli etkisi olan bazı tetrasiklinler, verem ilaçları, kan hücrelerinin azalmasına yol açabilirler. Verem tedavisi sırasında yaygın sinir iltihabı, oügosakarit kullanımı sırasında da görme siniri iltihabı gibi sinirsel ve duyusal yan etküer ortaya çıkabilir. Sülfamitler böbreklere, verem üaçları karaciğere zarar verebilir. Antibiyotik kullanımında iç salgılara ya da metabolizmaya Uişkin yan etldler de gözlenebilir. Ayrıca, antibiyotiklerin barsaklardaki yararlı bakterileri de yok etmelerine bağlı hafif ya da ciddi sindirim sistemi bozuldukları, sık görülen yan etkilerdendir.
GRAM BOYAMASI
Gram boyaması, bakterileri çift boyama yöntemidir. Isıyla hareket- sizleştirümiş bir mikrop örneği, fenoUu centiyana moruyla, sonra da iyodo-iyodörltt bir çözeltiyle işlemden geçirilir; sonra etilalkol ya da 1/5 oranında alkol-aseton kanşımıyla renksizleştirilir. Bu işlemlerden sonra, sulandırılmış fenol fiiksinle ikinci bir boyama yapılır: Mor renk olan mikroorganizmalara Gram (+), pembe renk olan mikroorganizmalara da Gram (—) denir.
selam arkadaşlar bu web sitesi inanki çok hoşuma gitti, sosyal medyada paylaştım
Merhaba herkese bu web sitesi süper ötesi mükemmel, sosyal medyada paylaştım
Selamın aleyküm web siteniz yeminle hayran bıraktı, face de paylaştım
Merhabalar paylaşımınız gerçekten çok iyi, facebookta paylaştım
Slm web siteniz gerçekten dikkatimi çekti, şukuladım