Paramorfizm nedir? Vücudun güçsüzlük (hipotoni) veya az gelişme nedeniyle meydana gelmiş her türlü bozuk tutumuna paramorfizm adı verilir. Bunu dismorfizm ile karıştırmamak gerekir. Dismorfizm iskeletteki gerçek bozukluklar için kullanılır. Paramorfizmler uygun yola iyileştirilmezse, ileride jimnastik ve sporla düzeltilemeyecek biçim bozuklukları yapar.
Paramorfizmler genellikle 7-8 yaşlarında okul döneminde başlar. Birçok çeşitleri vardır. En çok rastlananlar çıkık köprücük kemikleri, düşük omuzlar, omurganın boyun ve sırt kesiminde eğiklik ve sağ veya sol yana (skolyoz) ya da önde (sifoz) doğru eğriliğidir. Omurga eğriliği çocuğun uygun olmayan bir okul sırasında uzun süre oturmasından ileri gelir. Kısa:a «e-ğik duruyor» denilen durum budur.
Bütün bu anormalliklerin en iyi iyileştirilme yolu jimnastiktir. Jimnastiğin spor salonunda, bu işte uzmanlaşmış kimseler tarafından yaptırılması gerekir. Aynı zamanda ortopedi uzmanı bir doktorun denetimi de zorunludur.
Jimnastiğin en büyük rolü kasları güçlendirip vücuda direnme gücü vererek o-kul çağında çok rastlanan bu biçim bozukluklarını önlemektir. Düzeltici jimnastik yapmak zorunda kalanların büyük kısmı okula başlamadan Önce sistemli biçimde aktif bir spor yapsalardı bu duruma düşmezlerdi.
Çocuğun hangi yaşta hangi sporları yapması gerektiği önemlidir. Ama üzülerek kabul etmek gerekir ki, ülkemiz sporun yaygın olduğu bir ülke sayılmaz. Spor bizde daha çok bir seyir türü olarak kabul edilir. Çocuklar da bunu daha başlangıçta böyle bellerler.
Spor ülkemizde başka ülkelere oranla çok daha az yaygındır. Bunun nedenleri hepsi biribirine bağlı olmakla beraber çeşitlidir. Bir yandan spor tesislerinin yok denecek kadar az olması, öte yandan hem ilgililerin hem de halkın bu işe gereği gibi ilgi duymaması çocukların spordan uzak kalmalarına yol açmaktadır. Kısaca halkta spor zihniyeti pek canlı değildir.
Bu nedenle bir olanak bulunur bulunmaz çocuğu bir spora başlatmak gerekir. Ama hangi spora ve ne zaman?
Altı yaşından önce çocuğa tam sportif denebilecek bir eylem yaptırılmaması doğru olur. Çocuğu koşmak, sıçramak, tam özgürce hareket etmek bakımlarından serbest bırakmak yeterlidir. Böylece hareketliliği durmamış, etkili bir biçimde gelişmiş olur. Bir yandan da çocuğun kendini çevreleyen dış dünyayla temas gerekleri daha çeşitlenmiş daha genişlemiş olur. Her şeyden çok bu yaşta çocuğun zamanının önemli kısmını açık havada geçirebilmesi çok iyi olur.
Oturulan yere yakın bir çocuk bahçesi varsa ve çocuk oraya götürülebiliyorsa, burada âleti i jimnastiğin basit örneklerini görebilir ve uygulayabilir. Böyle parklardaki basamaklar, piramit, küb, dikdörtgen biçimli çubuklar çocuğun tırmanma, asılma gibi işlemleri yapmasına olanak verir. Bu yapılar kumla çevrili ise düşmesinde büyük bir tehlike de yoktur.
Çocuğun kendisinin harekete getirdiği atlıkarıncalar da pek yararlı olabilir. Bunlarda çocuk hemen hemen farkında olmadan bir fiziksel egzersiz yapmış olur. Bu yaşta çocuğun yaptığı hareketin çeşidini sık de ğiştirınek gerekir. Böylelikle çocuk hep aynı hareketi yapmamış ve buna bağlı olarak da vücudunun birtakım kesimlerini geri kalanlara oranla fazla işletmemiş olur.
Kış sporları yapılabilen bölgelerde çocuk altı yaşında kayağa başlayabilir; hatta ölçülü bir şekilde olursa, daha önce de başlayabilir, örneğin dört yaşında bir çocuk ayağında kayaklarla düzlükte yürüyebilir, çok hafif bir yokuşu çıkabilir; ancak inişleri pek az olmalıdır. Tabii, bu arada çocuk sık sık düşecektir. Bunu önemsememek gerekir. Bu yaşta kayak yapma kas hareketlerinden çok açık havada, temiz havada bulunmak bakımından yararlıdır.
ilkokula başladıktan sonra çocuk için beden eğitimi artık bir ders olur ve okul yılları sonuna kadar öyle kalır, ilkokulda âletli jimnastik, atlamalar, koşular yapar.
Bunların ölçüleri, dereceleri yarışma derecelerinin altında tutulmalı, böylece çocuğun kendini fazla zorlaması önlenmelidir. Aşırı zorlama organizma için iyi değil, kötü olur. Daha karma ve daha yoğun bir jimnastiğe ancak 14-15 yaşlarında başlanabilir. Yine bu sıralarda yarışmalar da düzenlenebilir. 8-10 yaşlarında başlamış olan atlama ve koşular bu yaşlarda daha düzenli, antrenmanlı duruma gelir. Yavaş yavaş oyun niteliğinden çıkarak gerçek spor olur.
Ancak her ne kadar 14-15 yaşlarında yarışmalara girilirse de bu yarışmalar hiç bir zaman okul veya okullar arası çevre dışına çıkmamalıdır. Çünkü önemli olan çocuğun bir rekor kırması değil, yaşdaş-larıyla birlikte vücudunu çalıştırmasıdır. Çevresinin dışından bir rakiple yarışan çocuk istemeden rekabet havasına girecek, yenildiğinde duyduğu üzüntü daha büyük olacaktır!
Çocuğa öğretilmesi gereken en önemli şey de yarışmalarda kazanma ve kaybetmenin değil dürüst yarışmanın önemidir. Böylece spor hem vücudunun hem duygularının doğru gelişmesini sağlar. Sporun amacıda budur.
Daha önce de belirtildiği gibi, gerçek sportif eylem 14 yaş dolaylarında başlamaktadır. Atletizm hareketleriyle birlikte öteki sporlara da sistemli bir biçimde başlanabilir. örneğin, yüzme, basketbol, eskrim ve tenise başlamak için bu yaş uy-‘ gundur. Bunlardan yüzme gibi kimi türlere daha 7-8 yaşında başlanabilirse de, sistemli bir yolla uygulanması için 14 yaşını beklemek gerekir. Hatta o yaşta bile antrenmanlar öjçülü kalmalı, rekor kırmak için gösterilen çabalarda hiç bir zaman aşırılığa kaçmamalıdır.
Gelişme çağında spor II.
On dört yaşından önce spor hiç bir zaman amaç değil, çocuğu hareket ettirmek, açık havada tutmak, arkadaşlarınca yaklaştırmak, gündelik yaşamın tekdüzeliğinden sıyırmak için bir araç olmalıdır. Gerçek anlamıyla spor yapmak çocuğa yaşına göre ağır çabalar, yorgunluklar yükler. Bu da istenilenin tersi bir sonuç verebilir.
Erken yaşta yoğun spor yapan çocuklarda yapı gelişmesinin ağır bir tempoyla gittiği, buna karşılık kasların oransız büyüyüp kilo fazlalığına hatta iskelet yapısında hırpalanmalara yol açtığı bilinen bir gerçektir. İskelette görülen bozukluklar ince kemiklerin bu güçlü çekme, gerilme vb. hareketlerine dayanamamasındandır. Kalp de bu hareketlerden etkilenir; sinir sistemi spor çalışmasının verdiği aşırı gerilimle, yarışmada başarı kazanma hırsıyla sarsıntıya uğrar.
On dört yaşından sonra da, her ne kadar sporlar daha sistemli olarak yapılırsa da, elden geldiğince vücudun çeşitli kesimlerini çalıştıran, yalnız bir grup kası işletmeyen sporları seçmelidir. Örneğin yüzme bu bakımdan en uygun sporlardan biridir. Dağcılık da spor niteliği yanında iklim ve çevre koşulları açısından yararlar sağladığından iyi bir spordur. Tenis de, her ne kadar kolları bacaklardan çok çalıştırıyorsa da, oldukça tam, yani çok yönlü bir spor sayılabilir. Aynı şey eskrim için de söylenebilir.
Bisiklet ve futbol gibi bazı sporlar ise pek öğütlenecek sporlar değildir. Çünkü bunlar yalnız bacakları çalıştırır, kollara ve omuzlara bir yararı dokunmaz. Ancak bunlar da solunum yeteneğini ve yorgunluğa direnci artırma bakımından yararlıdır. Çocuk sporu yalnız fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal gereksinme olarak da gördüğünden, yapacağı spor türünü kendinin seçmesi yerinde o-lur. Çocuk vücudunun tek bir yerini çalıştıracak bir sporu seçerse, bunun eksiklerini tamamlayacak hareketler yaptırılmalıdır. örneğin futbolü seçmiş bir delikanlıya yaylar vererek kol kaslarını işletmeli, eskrimcilere de sık sık bisiklet çalışmaları yaptırmalıdır.
Tam yarışma konusu olan sporlardan kaçınılmalıdır. Buna bağlı şiddet ve hırsın zararı kaslara getireceği yarardan fazla olabilir. Genellikle böyle yarışmalar için 18 yaşını beklemek gerekir^
Daha önce de belirttiğimiz gibi, spor küçükler ve gençler için yalnız fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir yarar da sağlar. Herhangi bir sportif jimnastiğin yapılması yabana atılmayacak bir öz-disiplini gerektirir. İyi sonuç almak isteyen çocuk u-fak tefek fedakârlıklara (yorgunluk, program, çeşitli antrenmanlar) katlanmayı öğrenir. Bu da karakterini yumuşatır, gelişme çağındayken karşısına yalnız okul ve spor alanlarında, fakat ileride daha genişbir çevrede çıkacak olan güçlüklere karşı koymasını öğretir.
Başka bir anlatımla, spor çocuğun dikkatini belirli nesneler üzerinde yoğunlaştırmasına yardım eder, gelişme çağında önüne çıkan, örneğin cinsel konularda merak gibi, bazı sorunlara duyduğu fazla ilgiyi zayıflatır.
Bir takım sporlar da bazı çocuklara ö-zellikle yararlıdır; çünkü bazı çocuklar, gelişme sırasında, karakterleri gereği, bir takım belirli eylemlere gereksinme duyarlar. Örneğin Japon güreşi (judo) bu bakımdan çok iyi bir spordur. 6-7 yaşındaki çocukların başlatılabileceği bu spor özellikle karakterinde saldırganlık gösteren erkek çocuklar için uygundur. Böyle çocuklar sık sık arkadaşlarıyla döğüşür, annelerini de zor durumda bırakırlar.
Bunlar ve sık sık baş kaldıran, boyun eğmekten, disiplinden hoşlanmayan çocuklar cezalandırılıp azarlanacaklarına judo kursuna yazdırılırlarsa çok iyi sonuç alınır, karakterlerini olumlu yolda değiştirirler. Bu sporda çocuk saldırganlığına rahat bir çıkış yolu bulur. Aynı zamanda saldırganlığı judo öğretmeni tarafından düzene sokulduğundan, bir yandan da disiplin denilen şeyle barışmış, denetim altına girmiş olur. Böylelikle çocuk farkına varmadan kendini öz-disiplini içinde bulur ve çevresiyle uyuşur.
Sporda doktor kontrolü de önemlidir. Yapılan spor hangi tür, çocuk kaç yaşında olursa olsun, güçlü ve sistemli bir doktor denetimi zorunludur. Kalp, solunum, kas gelişmesi spordan yararlanabileceği gibi, durum bunun tersi de olabilir; yani vücut spordan zarar da görebilir. En az altı ayda bir çocuğun doktora götürülmesi doğru olur. Spordan alınabilecek kötü sonuçlar, ancak böylelikle önlenebilir.
Düzeltici jimnastik çocuk bakımında da, çocuk hekimliğinde de önemli bir yer tutar. Bu tip jimnastiği sinir ve kasların hastalıkları sonucu ortaya çıkan durumlarda başvurulur. Örneğin çocuk felcinden sonra, doğuştan ya da sonradan olan kas güçsüzlükleri durumunda düzeltici jimnastik gerekli olur.
merhaba arkadaşlar web siten inanki hayran bıraktı, twitter da paylaştım
Selamın aleyküm paylaşımın vallaha billaha dikkat çekici, teraziye tıkladım
Selam bu web sitesi harbiden çok hoşuma gitti, paylaşımların devamını bekliyorum
Selamın aleyküm web siteniz harbiden hayran bıraktı, sağolun