Çocuklarda uyku; Uyku önemi çok büyük olan biyolojik bir eylemdir. Uyku sırasında organizma bir anlamda bazal koşula girer; yani o sırada yalnızca temel işlemler vardır. Hareket hemen hemen yoktur. Besin alınmaz. Bu durumda en az güç harcanmakta, en az kalori verilmektedir. Vücudun tüketimi ancak en ilkel yaşam işlevlerini hep aynı düzeyde tutacak kadardır. Kalp çarpar, solunum ve kan dolaşımı devam eder.
Gündüzkine oranla çok az beyin çalışması vardır. Bütün bunlar yani organizmanın dinlenmesi uyanıklıkta gerekecek enerjinin birikmesine yol açar. Bir bakıma uyku bir enerji depolama işlemidir. Çocuğa neden büyüklerden daha çok uyku gereklidir? sorusunun cevabı basittir. Çünkü çocuk büyüklerden daha fazla enerji harcar. Gerçi bazı ağır işler için harcanması gerekli enerji ile karşılaştırılırsa çocuğun harcadığı enerji düşük bulunur. Fakat unutmamalıdır ki, çocuk büyümektedir. Organizmasının boyutsal büyümesini karşılamak zorundadır.
Temel işlevler ve gündelik normal işlevler için harcadığı kaloriden başka, yeni dokuların oluşması için de önemli kalori harcar. Gerçekten çocuğun uyku süresi büyüme hızıyla doğru o-rantılıdır. İlk aylarda yani büyüme çok hızlıyken, bebek ara sıra uyanması dışında, hemen bütün gün ve bütün gece uyur. Ara sıra uyanması da vücut yapısına, annesinin koyduğu kurallara göre değişir. Aylar geçtikçe uzun uyku süreleri arasına hareketli kısa dönemler girer. Bebek bu dönemlerde oynamak, yakınları tarafından bakılmak veya sadece çevresini seyretmek ister.
Bir yaşını doldurmasına yakın, yani emekleme ile birlikte bir çeşit a-Iışkanlıklar edindikten sonra belirli saatlerde uyur. Yavaş yavaş büyük insanlarınkine benzer bir uyku-uyanıklık temposu kurulur. Gece uzun bir uyku dönemi vardır. Gündüz en fazla iki defa uyur. Bunlar birer-ikişer saatilik uyku dönemleridir. Birincisi sabahla öğle arasında, İkincisi öğleden hemen sonradır. Bu gündüz uykuları 11-12 saatlik gece uykusuyla birleşince çocuk 24 saatte 15 saat kadar uyumuş olur.
Kısa bir süre sonra öğleden önceki uyku kalkar. Çocuk gece dışında yalnız öğleden sonra uyur. 4-4,5 yaşına kadar bu öğle uykusuna devam eder. Uykunun süresi ve kaç yaşına kadar devam edeceği kesin kurallara bağlı değildir. Çocuğa göre değişir. Zaten uyku kadar kişiye göre değişen az şey vardır. Çocuğun her yaşı için önceden saptanmış bir uyku süresi yoktur. Vücut yapısı, çevre koşulları, hormonlar ve sinirlerin durumu çocuğun uyku ihtiyacı üzerinde rol oynayan çeşitli etkenlerdir.
öğleden sonra yarım saat daha uyuması için direnmek, çocuğu sinirlendirir, uykuya karşı antipati duymasına yol açar. Bunun sonucunda gece uykusu da az olur.
Her zaman hatırda tutulması gereken bir nokta şudur: Çocuk yalnız kendi istediği zaman yemeli, kendi istediği zaman uyutmalıdır.
Çocuğu yatmaya götürmek hemen her zaman zor bir iştir. Uykusu gelmiş olsun veya olmasın çocuk yatmaya gitmek istemez. Gözlerinden uyku aksa da gidip yatağına yatmamak için bahaneler bulur.
Bu davranışın çeşitli nedenleri vardır. Çocuk bir defa korkulu rüya görmüş, tekrar görmekten korkuyor olabilir. Gece soğuk odada uyanmaktan, altını ıslatmaktan ürkebilir. Annesine babasına seslenip duyuramamışsa yine aynı şeyin olmasından tasalanabilir. Bunların hepsinden daha akla yakın bir olasılık da çocuğun kendisi odadan çıkınca anne babasının rahat edeceğini, odada kendisinin yoksun kalacağı bir eğlencenin olacağını düşünmesidir. Çoğu zaman anne babanın tutumu bu durumu daha da zorlaştırır.
Bazen çocuk cezalandırılmak için erken yatırılır; bazen de «gidip yatarsan sana şunu veririm, bunu veririm» denilir. Bunlar yanlış tutumlardır. Bu tür davranışlar çocuğun uykuyu bir silâh gibi kullanmasına yol a-çar. Tıpkı sofrada iştahsızlığı ile şantaj yapması gibi, çocuk uykusuzluğu ile de şantaj yapar.
Bu konuda tatlı sert bir yol tutturmak gerekir. Çocuk anne babasının yakınında olduğunu, gerekirse onları çağıracağını bilmelidir. Kapkaranlık odada yatırılmama-lıdır. Odasında hafif bir ışık olmalıdır. Elden geldiğince bu ışığın oyuncak gibi bir lambadan alınmasına çalışılmalıdır.
Bunlara rağmen çocuk ağlarsa odasına gidip kucağa almamalı, işiteceği sesle konuşarak annesinin babasının yakında olduğu belli edilmelidir.
Kolayca uyuyup gece yarısı korkuyla uyanan çocuklar vardır. Bir defa, iki defa olmuş bir durumsa, bu uyanma kötü rüyaya ya da birden canını acıtan bir hareket yaptığına verilebilir. Gece uyanmaları sürekli ise, çocukta gerçek korku belirtileri varsa, uzun uzun ümitsizce ağlıyorsa, tekrar uyuyamıyorsa bir ruh doktoruna başvurulması gerekir. Bu durumlarda hafif sakinleştirici ilâçlar verilmelidir. Ancak, bu ilâçları sadece geç yatmak isteyen çocuklara vermekten kaçınmalıdır. Aksi halde çocuk doğal bir eylem olan uykuya ilâçla şartlanmış olur.
Gerçi bu tip sakinleştiriciler çocuk üstünde kimyasal yönden kötü etki yapmazlar. Ama bütün ömür boyunca gövdenin gerek duyduğu dinlenmeye normal yolla geçmesini engellerler. Bu yüzden erken yatmak istemeyen çocukların, sabah erken uyanmalarını sağlamak, temiz havada oynamalarını ve beden faaliyetlerini artırmak, gündüz uykularını azaltmak, ilâç kullanmaktan daha yararlıdır.
selamun aleyküm web sitesi inanılmaz çok hoşuma gitti, facebookta paylaştım
Merhaba sayfanız ciddiyim dikkatimi çekti, sağolun
Merhaba paylaşımınız harbiden dikkat çekici, şukuladım
Selam sayfanız inanılmaz hayran bıraktı, tebrikler
Selam siteniz inanki çok güzel, facebookta paylaştım
Mrb web siten yeminle iyi, saolun
Selam herkese siteniz harbiden ilgi uyandırıcı, twitter da paylaştım
Merhaba herkese web siten yeminle hayran bıraktı, tebrikler
Selamın aleyküm web siten yeminle çok iyi, paylaşımların devamını bekliyorum