İkinci çocuk sorunu
İlk çocuğun İkinciyi kıskanması çok doğaldır. ikinci çocuğun doğumuna kadar tek evlat saltanatı süren çocuk, birdenbire kendini bu ayrıcalığını kaybetmiş durumda buluverir. Artık anne ve babasının, büyükanne ve büyükbabasının, çevrenin sevgisini bir başkasıyla bölüşmek zorundadır. O zamana kadar küçük bir ülkenin kralı gibiyken, hiç tanımadığı birine bu krallıktan pay vermek durumuna düşmüştür.
Hayatın ilk yıllarında çocukla annesini birbirlerine bağlayan bağların ne kadar sıkı olduğu düşünülürse, çocuğun kardeşini tam bir rakip olarak görmesi kolayca anlaşılır. Tabii çocukların bu duruma gösterdikleri tepki çeşit çeşittir. Bu tepki çocuğun karakterine, eğilimlerine ve kendisine verilen eğitime göre değişir. Çizerine ortak gelen ağabeyler ve ablalar incelenirse bunların arasında küçük kardeşini öldürmeye kalkandan, yemek yememek, uyumamak vb. gibi bir çeşit pasif direnmeyle yetinene kadar birbirinden ayrı davranışlar görülür.
Önceden edindikleri bilgiler, örneğin altını kirletmemek, yardımsız yemek yemek, kaşık kullanmak vb. gibi bilgileri unutan ablalar, ağabeyler olabildiği gibi yeni kardeşe iyi, hatta sevgiyle davranan ablalar, ağabeyler de vardır. Ancak küçük kardeşine iyi davrananların egemenliklerini kaybetmekten
üzülmediklerini de sanmamalıdır.
Çocuğun tepkilerinde anne ve babanın rolü büyüktür. Çoğunlukla olumsuz tepkilerde anne ve babanın biraz suçu vardır. Çocuğun istemeden içine düştüğü bu durumda duyduğu bazen pek şiddetli acının farkına varmazlar, inatçı ve aksi tutumuna anlayış göstermezler; hatta ceza bile verirler. Hele ağlayıp, gürültü ederek bebeği uyandırıyorsa, ya da bebeğin altı temizlenirken, maması yedirilirken annesinin dikkatini kendi üzerine çekmek istiyorsa, anne baba daha da sabırsız olurlar. Dayak atmak, hatta azarlamak durumu kötüleştirmekten başka bir şeye yaramaz. Çünkü çocuk dövülür ya da azarlanırsa, bundan küçük kardeşini sorumlu tutar.
Anne ve babalarda görülen pek kötü bir .tutum da büyük çocuklarının saldırganlığını yeni doğan bebeğin usluluğu ile karşılaştırmak, «Bak! Kardeşinin sesi çıkıyor mu?» diye nîsbet vermektir. Bu durumda çocuk kendine iyi örnek diye gösterilen kardeşine büsbütün kızar.
Çocukların kaı’deşlerıni olumlu karşılaması için nasıl davranmak gerekir? Çocuklar arasında rekabet olması kaçınılmaz bir şeydir; fakat- bunu azaltmanın ve göze batmayacak bir biçime sokmanın yolları bulunabilir. Her’şey çocuğun kardeşin doğumuna hazırlanmasına bağlıdır.
Bu konuda Ingiliz ve Amerikalı pedagogların çalışmaları çok önemli ve değerlidir. İngiliz dilinde birçok eserde belirtildiğine göre iki çocuğun doğumu arasında 3,5 yıldan az olmayan bir süre geçmelidir. Bu yazarlar üç buçuk ile beş yaş arasında bir çocuğun sarsıntıya en iyi hazırlanabilecek durumda olduğunu ileri sürmektedirler. Bu yaşta çocuk anne ye babasına kendini bağlayan sıkı bağlardan biraz sıyrılmıştır. Dikkati çeşitli konulara çevrilmiştir. ihtiyaçları sütçocuğunun ihtiyaçlarından çok değişiktir.
Bu nedenle de rekabet durumu doğması uzak bir olasılıktır. Çocuk bir kardeşi .kabullenecek durumdadır. Kardeşinin doğumu kendisine cinsel terbiye verilmesi yolunda ilk adımın atılmasına yardım eder.
Ayrıca çocuğu annenin bir-süre-doğumevinde kalacağına hazırlamak gerekir. Çocuğun kendini bırakılmış, unutulmuş sanmaması önemlidir. Kendisi doğduğu zaman da annesinin bir süre evden uzaklaşmış olduğu çocuğa anlatılmalıdır.
Çocuğa artık ağabey, ya da abla olduğu, yeni durumun eskisinden daha ö-nemli olduğu uzun uzun açıklanmalıdır. Büyük kardeş kendini küçük kardeş karşısında annesiyle babasının bir iş arkadaşı gibi görmeli, kardeşini kendisiyle aynı yarışmaya giren, kendisiyle aynı düzeyde bir kimse olarak kabul etmemelidir.
Çocuğa «sana oyun arkadaşı gelecek» demek yanlış bir tutumdur. Böyle yapılırsa çocuk kendi yaşında birini bekler ve mini mini bir bebekle karşılaşınca düs kırıklığına uğrar. Anne hastanede iken çocuk büyükannesinin ya da bir başka akrabasının yanındaysa annenin mümkünse her-gün telefonla onu araması, veya hiç değilse çocuğa kendisini unutmadığını, hep onu düşündüğünü, onunla ilgilendiğini belli etmesi gerekir.
Büyüğün ayrı odası varsa, küçüğün anne babanın odasında yatması kötü etki yapar. Ablanın, ağabeyin yanında yeni bebekle fazla ilgilenmemen, fazla sevgi gösterisinde bulunmamalıdır. Çocuğun kardeşine elini sürmesine, kardeşini sevmesine de engel olmamak gerekir.
Pedagog Allan Fromm’un dediği gibi hastaneden eve dönerken anne büyük çocuğu önemsemelidir; çünkü çocuk kardeşini değil, annesini karşılamaktadır. Anne eve girerken bebek kucağında olmamalıdır ki, kendisini beklemekte olan büyük çocuğuna rahatça sarılabiİsin.
Mrb siteniz yeminle iyi, tebrikler
merhaba arkadaşlar sayfanız ciddiyim mükemmel, şukuladım
merhaba arkadaşlar siteniz inan ki iyi, teşekkürler
Merhaba paylaşımınız cidden mükemmel, teraziye tıkladım
Merhaba sayfanız gerçekten hayran bıraktı, linkedinde paylaştım
Selam web sitesi vallaha mükemmel, şukuladım