Dünya Sağlık Örgütü’ne göre obezite vakaları, 1975’ten beri neredeyse üç kat arttı. Günümüzde obezite ve beraberinde getirdiği hastalıklar, dünya çapında her yıl 4 milyon kişinin ölümüne yol açıyor. Obezite, sağlık bakım maliyetlerini artıran kompleks bir hastalık. Bu özelliğiyle de hem bireylerin ömrünü kısaltıyor hem de ülkelerin ekonomik yükünü artırıyor.
Araştırmalar, dünyadaki 2 milyar fazla kilolu ve obez bireyin yüzde 70’inin düşük veya orta gelirli ülkelerde yaşadığını gösteriyor. Oysa ki obezite, yakın zamana kadar yüksek gelirli ülkelere özgü bir sağlık sorunu olarak görülüyordu. Aralarında Dünya Bankası’nın da bulunduğu ekonomi otoriteleri, düşük ve orta gelirli ülkeleri hızla artan obezite rakamları konusunda uyarıyor. Zira, önümüzdeki 15 yıl içinde obezite ve yandaş hastalıkların gelişmekte olan ülkelerde toplam 7 trilyon dolardan fazla maliyete yol açacağı öngörülüyor.
Bu uyarı, Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü (OECD)’nün geçtiğimiz kasım ayında açıklanan ‘Obesity and the Economics of Prevention’ raporunu da destekler nitelikte. OECD de raporunda, üye ülkelerde gelecek 30 yıl içinde yaklaşık 90 milyon kişinin obezite kaynaklı sağlık problemleri yüzünden hayatını kaybedeceğini belirtmişti. Ayrıca bu ülkelerde obezite kaynaklı hastalıkların tedavisinin, toplam sağlık harcamalarının yüzde 8.4’ünü oluşturduğu bildirildi ve obez bireylerin normal kilodakilere oranla yaklaşık 2.5 kat daha fazla sağlık harcaması yaptığı belirlendi.
Obezite kaynaklı hastalıklara bütçe ayırmak gerekecek
Türkiye, 2020-2050 yılları arasında obeziteye bağlı hastalıklara en çok bütçe ayıracak ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Ülkemizde sağlık harcamalarının yüzde 12’sinin obeziteye bağlı hastalıklara ayrılacağı ön görülüyor. Bu da kişi başına 99 dolarlık bir maliyet anlamına geliyor.
2020-2050 yılları arasında obeziteye bağlı hastalıklara en çok bütçe ayıracak ülkeler ise şöyle (kişi başına/dolar)
1- Amerika Birleşik Devletleri: 644 dolar
2- Almanya: 411 dolar
3- Kanada: 295 dolar
4- İtalya: 234 dolar
5- İspanya: 226 dolar
6- Avustralya: 207 dolar
7- Birleşik Krallık: 188 dolar
8- Fransa: 148 dolar
9- Rusya: 101 dolar
10- Türkiye: 99 dolar
Son 30 yılda fazla kilolar nedeniyle, 462 milyon kardiyovasküler ve 212 milyon diyabet vakası ortaya çıktı. 2050 yılında 92 milyon kişinin obeziteye bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını daha erken kaybetmesi bekleniyor.
Rakamlar neden hızla yükseliyor?
Maalesef ülkeler ekonomik olarak büyüdükçe ve kişi başına gelir arttıkça, obezite vakaları da artıyor. Obezite salgınını artıran faktörler arasında işlenmiş ve şekerli gıdalar, azaltılmış fiziksel aktivite yer alıyor.
Dünya genelinde;
-
İnsanların yüzde 50’si sağlıksız besleniyor
-
Yüzde 40’ı çok fazla hareket etmelerine yol açmayacak bir hayat sürüyor
-
Her 5 kişiden 2’si taze sebze ve meyveye ulaşamıyor.
-
Önümüzdeki 30 yıl boyunca fazla kiloların, 52 ülkede 462 milyon yeni kardiyovasküler hastalık ve 212 milyon diyabet vakası ile sonuçlanması bekleniyor.
Düşük gelirli kötü besleniyor, yüksek gelirli hareket etmiyor!
Dünyada 820 milyondan fazla insan açlık çekiyor. Açlık oranları, Afrika’nın neredeyse tüm alt bölgelerinde ve daha az oranda Latin Amerika ve Batı Asya’da yükseliyor. Tıp dergisi Lancet’te yayımlanan yeni araştırma, beslenme eksikliği ve obezitenin kol kola gezen ortak bir global problem olduğunu gözler önüne serdi. Çalışmaya göre, düşük ve orta gelirli her 3 ülkeden 1’inde abur cubur ve şekerli içecekler nedeniyle obezite riski artarken, refah bir hayat süren insanlar ise hareket etmiyor. En yakın mesafeye bile özel aracıyla giden, teknolojinin getirdiği rahatlık nedeniyle işlerini çok fazla efor sarf etmeden halleden, hareketsiz bir yaşam süren insanların sayısı da bir hayli fazla.
Okul ve işte performans düşüyor
Obezite sadece bireyi değil toplumu da etkileyen bir sorun çünkü iş ve okulda yaşam kalitesini düşürüyor. Araştırmalar, sağlıklı akranları ile karşılaştırıldığında, aşırı kilolu çocukların okul performanslarının daha düşük olduğunu ortaya koyuyor. Okulu bırakmada rol oynayan faktörlerden biri de fazla kiloları sebebiyle çocuğun akran zorbalığı ile karşılaşması. Özellikle 12-19 yaş arası çocuklar, sağlıklı arkadaşlarına oranla okulu daha çok asıyor.
Yine OECD raporuna göre, obeziteye bağlık kronik hastalıkları bulunan kişiler, çeşitli sağlık şikayetleri nedeniyle işe gidemiyor. Hastalıklar aynı zamanda kişinin performansını ve üretkenliğini de düşürüyor. Aşırı kilo sebebiyle yılda 54 milyon kişinin iş gücü azalıyor.
Tüm bu bilgiler ışığında; obezitenin sadece bir sağlık sorunu olmadığını ve sadece hastayı ilgilendirmediğini söyleyebiliriz. Obezite tedavisiyle hem kişisel hem ulusal hem de global ekonomiye katkı sağlamanın mümkün olduğunu da belirtmek isterdim.