Çocuk felci aşısı; Çocuklara uygulanan aşılar arasında genellikle çocuk felci {poliomielit} aşısı üzerinde daha fazla önemle durulur. Bunun üç nedeni vardır. Bunlardan ilki, bu aşının çocuğun ilk aşısı olması; İkincisi, anne ve babaların bu aşı konusunda henüz kararsız olmaları; üçüncüsü ise çocuk felcinin büyük bir önem taşımasıdır.
Çocuk felci omurilik ya da soğancıktaki hareket sinirleri hücrelerinin bir virüs etkisi altında kalmaları sonucu meydana gelir. Çocuk felcine yol açan üç tür küçük virüs vardır. Virüsler vücuda solunmayla ya da el ya da ağıza bulaştıktan sonra yutma yoluyla girerler. Felçli hastaların yüzde doksan beşinin dışkısında virüs bulunur. Bazı sağlam kimseler de virüs taşıyıcısı olabilirler. Vücuda yutularak giren virüsler besinlerin aracılığı ile kana ve lenf kanallarına girerek bütün vücuda yayılırlar. Merkezsel sinir sisteminde de, sinir yolları boyunca dağılarak, çeşitli durumlarda omurilik ve beyindeki hareket siniri hücrelerine geçerler.
Virüs etkisi hafif olduğunda, dokularda kendiliğinden bağışıklık sağlanır. Daha ciddî durumlarda grip, ateş, boğaz ağrısı, kusma, ishal, mide bulantısı, huzursuzluk gibi belirtiler görülür. Bugün uygulanan çocuk felci aşıları iki çeşittir. Birkaç yıl öncesine varıncaya kadar, temeli kimyasal-fiziksel yollarla Öldürülmüş virüs olan bir aşı uygulanırdı. Saik aşısı adını taşıyan bu aşı, bu korkunç hastalığa karşı açılan savaşın ilk adımını teşkil etmiştir.
Saik aşısından sonra yapılan araştırmalar sırasında, canlı fakat tehlikeli olma gücü kalmamış virüslerle hazırlanan aşının vücutta oluşturduğu bağışıklık cisimlerinin daha güçlü olduğu görülmüş ve yeni bir aşı geliştirilmiştir. Bu buluştan sonra Sabin aşısı adı verilen ve zayıflatılmış virüsten yapılan aşının kullanılmasına başlanmıştır.
Bu iki aşının çocuğa veriliş yolları da ayrıdır. Saik aşısı iğne ile vücuda verilir. Sabin aşısı ile ağız yoluyla verilir. Sabin aşısının bu kadar yayılıp tutunmasının nedenlerinden biri de budur.
Çocuğu ne zaman aşılamalı? Üç ayını doldurmuş çocuk bağışıklık cismi yapabilecek duruma gelir. Yani vücuduna bir hastalık tohumu girdiğinde ona direnecek güçleri üretmeye başlar; bu nedenle de kendisine çocuk felci aşısı yapılabilir. Çocuk dördüncü ayı sürerken aşı yapılmalıdır. Çünkü bu hastalığa tutulmasını elden geldiğince erken önlemek gerekir. İlkin birer ay ara ile üç aşı yapılır. Ancak aşıların sırası her aşıda verilen virüsün sıra sayısına uymaz.
Birinci aşıda I numaralı virüsten, ikinci aşıda III numaralı virüsten, üçüncü aşıda II numaralı virüsten yapılan aşı verilir. Sıra izlememenin biyolojik bir nedeni vardır. Çocuk felcini üç ayrı virüs yapabilir. Çocuğu üçüne karşı da aşılamak gerekir. Bunlar birbirinden ayrı varlıklardır. Fakat I numaralı ile II numaralı virüs birbirine oldukça benzerler. Bunlar arka arkaya aşılanırsa etkileri karışabilir.
Vücut her iki çeşit için de ayrı ayrı yeteri kadar bağışıklık cismi meydana getiremez. Bunun için birbirine benzeyen iki çeşidin arasına onlardan epeyce başka olan numara virüsün aşısını koymak H Böylelikle vücuda, az çok aynı çeşitten bağışıktık cismi üretmeden önce bir aylık bir ara tanınmış olur. Bu nokta oldukça önemlidir. Çoğu zaman aşıyı yapan kimse bunu söylemeyi unutur; anneler de aşı yapıldıktan sonra kutunun üzerinde sıraya uymayan bir rakam görünce telaşa kapılırlar.
Bütün öteki aşılar gibi ağızdan alınan çocuk felci aşısı da aralıklı olarak tekrarlanır (rapel aşıları). Uygulanan üç aşının etkisini sürdürebilmek için, belirli zamanlarda bir veya daha fazla dozda aşı vermek gerekir. Birinci dizi bittikten, yani II numaralı virüsle hazırlanan son aşı yapıldıktan altı ay sonra, her üç tipin aşısı birlikte verilir. Buna «üç değerli çocuk felci aşısı» denilir. Bu aşının içinde, birinci dizide verilmiş olan üç tip virüsten de vardır. Bu aşı da ağızdan verilir. Genellikle bir yıl sonra aşı son bir kez daha tekrarlanır. Bu duruma göre Sabin aşısı, toplam olarak, beş defa verilmektedir. Birçok ülkede çocuk felci aşısı yasalarla zorunlu kılınmıştır. Aş» belgesi olmayan çocuk yuvaya, ana okuluna ve okula alınmaz. Aşı bu zorunluk bulunmayan ülkelerde, bu arada Türkiye’de parasız olarak devlet tarafından yaptırılır. Ancak, istenilirse bir doktora başvurularak paralı olarak da yaptırılabilir.
Aşıdan doğabilecek yan etkiler konusuna gelince; birçok kimse «canlı virüs» içeren aşıdan korkmuş, fakat bu korku boşa çıkmış, Sabin aşısının hiç bir zararı olmadığı anlaşılmıştır. Fakat aşının sıcak mevsimde veya bağırsakları sık bozulan çocuklarda bazen geçici ishale yol açtığı, pek seyrek olarak da ateş yaptığı görülür. Ancak, birkaç günde bu ateş düşer. Bunlar son derece az görülen olaylardır. Zaten birçok durumda çocuk felci aşısından olduğu sanılan rahatsızlığın, başka bir nedenden ileri geldiği ya da aşıdan olan durumun başka bir virüsün etkisi altında ağırlaştığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle aşı yapılan çocuğun tam sağlıklı durumda olması, nezle, üşütme, bağırsaklarını bozmuş olmaması gerekir. Bu tedbirler alınırsa çocuk felci aşısının hiç bir tehlikesi olmaz. Bu aşının zorunlu kılındığı ülkelerde hastalığın hemen hemen ortadan kalktığı düşünülürse, aşının toplumsal önemi kolayca anlaşılır.
Selam herkese sayfa vallaha billaha ilgi uyandırıcı, facebookta paylaştım
Selamın aleyküm sayfanız inanılmaz hayran bıraktı, paylaşımların devamını bekliyorum
Merhabalar siteniz ciddiyim ilgi uyandırıcı, facebookta paylaştım
selam arkadaşlar bu web sitesi cidden iyi, teraziye tıkladım
Merhaba herkese paylaşımınız vallaha billaha güzel, sağolun
merhaba arkadaşlar paylaşım inanılmaz hayran bıraktı, face de paylaştım